Real Steel (Çelik Yumruklar) – Tavsiye
Merhaba, bu yazımla beraber blog içeriğinden farklı olarak yeni bir kategoride yazmaya başlıyorum. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi olan Real Steel(Çelik Yumruklar) hakkında yorumlarımı, izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım. Başlamadan önce şunu belirtiyim, Real Steel(Çelik Yumruklar) izlemeden önce önyargı ile yaklaştığım fakat izledikten sonra önyargılarımdan kesin olarak uzaklaştığım bir filmdi.
Yapım tarihi: 2011 – ABD / Tür: Bilim-Kurgu, Aksiyon, Dram / Yönetmen: Shawn Levy
Başlangıç olarak kısaca filmin konusuna değinelim…
Çelik Yumruklar, yakın gelecekte, boks sporunun teknolojik bir hal aldığı ortamda robot boksuna gönül veren Charlie Kenton rolündeki Hugh Jackman’ın kusursuz bir robot yapıp yetiştirmek için kendisinden ayrı yaşayan oğlu Max Kenton (Dakota Goyo) ile birlikte bütün engellere rağmen bu alanda başarılı olma çabalarını konu alan aksiyon, dram, bilim kurgu filmi…
Biliyorum, robotlar, teknolojik boks başta biraz saçma gelebilir. Ama bir bilim-kurgu filminde bunları görmek eminim sizleride rahatsız etmeyecektir. 🙂
Filmde Charlie Kenton, küçük çaplı organizasyonların, yeraltı boks ringlerinin birinden diğerine geçmek için çabalayıp, hurda metallerden kalitesiz robotlar yaparak geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Charlie elindeki son robotu da kaybedip, dibe vurunca, istemeden de olsa kendinden ayrı yaşayan oğlu Max’in tesadüfen bulup, hurdalıktan çıkardığı küçük antreman robotunu eğitmeye, geliştirmeye başlarlar. Beklenmedik şekilde bu küçük robot ufak müsabakalarda oldukça başarılı olur. Bunun üzerine profesyonel robot liginden davet alırlar. “Atom” ismindeki kahraman robotumuz güçlü bir rakip karşısındaki ilk profesyonel maçını kazanır ve büyük ilgi toplar. Bu galibiyetten sonra Max çıkar ve dünya genelinde en iyi robot boksör olarak tanımlanan, namağlup ünvanını koruyan “Zeus” isimli teknoloji harikası robota meydan okur. Bu meydan okuma Zeus’un sahibi tarafından kabul edilir ve bir müsabaka ayarlanır. Bu zorlu dövüşün son raundlarında Charlie’nin boks kariyerinden gelen yetenek ve bilgi birikimiyle Atom üstünlüğü ele alır. Son saniyelerde Atom, Zeus’u devirmek üzereyken zil çalar ve dövüş sona erer. Ufacık bir puan farkıyla Zeus maçın galibiyeti olmuştur. Ama seyircilerin gözünde Atom şampiyonluk ünvanını çoktan kazanmıştır…
Film hakkında kişisel görüşlerime deyinecek olursak son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Biliyorum, aradan 3 sene geçmiş, filmi yeni izlemiş olmam biraz tuhaf gelebilir. Aslında film daha önce de karşıma çıkmıştı. Bilim-kurgu filmlerine olan önyargımdan dolayı izlememeyi tercih etmiştim. Fakat şuan daha önce izlemediğime gerçekten pişmanım. 🙂
Filmde beni en çok etkileyen Atom isimli robotun diğer robotlardan farklı olarak konuşulanları anlaması ve Max ile robot arasında olan duygusal bağ oldu. Tabi bu durumdan ne Charlie’nin nede seyircilerin haberi olmadı. Max bunu bir sır olarak sakladı…
Son olarak değinmek istediğim nokta ise filmi izlediğinizde filmin devamının geleceğini hissedebiliyorsunuz 🙂 Demem o ki Real Steel macerası kaldığı yerden devam edicek. Kesin tarihi belli olmamakla beraber IMDb ve Sinemalar.com’da Real Steel 2 adına sayfalar açılmış durumda…
Lafı fazla uzatmadan sizleri filmin fragmanlarıyla başbaşa bırakıyım…
